15 Şubat 2022
İş hayatında etkili eleştiri, hatalardan dönmek, eksikleri tamamlamak, riskleri engellemek ve kişisel gelişimi sağlamak için elzem. Ancak korkudan, umursamazlıktan veya doğru yöntemi bilmemekten dolayı bunu yeterince yapamıyoruz. Bu hafta, nasıl etkili eleştiri yapılabileceğini konuşalım.
Birinci adım, ‘bu eleştiriyi niçin yapıyorum?’ sorusunu dürüstçe cevaplamak. Amacınız yalnızca sizi rahatsız eden bir şeyi seslendirmek mi? Mühim bir uyarıda bulunmak mı? Çözüm önerinizi paylaşmak mı? Bunu doğru anlamak, eleştiri yaklaşımınızı da belirleyecek.
İkinci adım, muhatabınızı tanımak. Fars edebiyatının büyük şairi Sadi Şirazi’nin sözüdür: ‘Olgun bir kişiyi dost edinmek isterseniz, tenkit edin; basit bir kişiyi dost edinmek isterseniz methedin.’ Doğru eleştiri, birine verilebilecek en büyük hediyelerden biridir. Tabii, herkes bu hediyenin kıymetini bilemeyebilir. Bu yüzden, karşınızdaki kişi kaldıramayacaksa, eleştirinizi yapıp yapmamayı tekrar düşünün derim.
Üçüncü adım, doğru üslubu seçmek. İş hayatında duygusal ifadelerle dolu veya sert bir tarz, sözlerinizin ağırlığını hafifletir. Özellikle ‘sizi rahatsız eden bir şeyi seslendirme’ amaçlı eleştirilerde, bu ciddi bir risk. Zira, muhatabınız olayı ‘kişisel bir saldırı’ olarak algıladığı anda doğru iletişim kurmak kesinlikle mümkün olamaz. Fakat bu riski azaltmak mümkün. Eleştirileri topluluk önünde değil birebir, yazılı değil yüzyüze, uzun listelerle değil bir-iki meseleyi içerecek şekilde, konuşmak istediğiniz konunun üzerinden uzun süre geçtikten sonra değil olay tazeyken yapmak, bu konuda size yardımcı olacaktır. Amerikalı siyasetçi Frank A. Clark’ın ‘eleştiri yağmur gibi, bir insanı köklerine zarar vermeden besleyecek kadar nazik olmalıdır’ ifadesini akılda tutmakta yarar var.
Dördüncü adım, eleştirinin zamanlamasını belirlemek. Amacınız çözüm önerisi paylaşmaksa eleştirileri harekete geçebilecek kadar vakit varken sunmak özellikle önemli. Böyle bir yaklaşım, söylediklerinizin kişisel algılanmasını engellee, görüşmenizin bir ‘ah-vah’ seansından ibaret kalmasına mani olur ve işlerin düzelmesi için somut adım atılmasına vesile olabilir. Üstelik, spesifik çözüm önerileri düşünmek, eleştirinizin haklılığını test etmenize ve muhatabınızla empati yapmanıza da imkan sağlayacaktır.
Beşinci adım, olumsuz yorum yapmanın bir bağımlılık hale gelmesini engellemek. İrlandalı büyük yazar George Bernard Shaw’un ‘yaratıcı yazar kömürü alır, elmas yapar; sonra eleştirmenler o elması kömüre çevirirler’ sözündeki eleştirmenlerin durumuna düşmemek lazım. Bu çerçevede, atalarımızın dediği gibi, ‘iğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batırmak’ önemli. Ayrıca, sadece eksikleri ve yanlışları değil, iyi ve doğru yapılan işleri de dile getirmek yararlı olacaktır. Elbette eleştiri yapmak kadar eleştiri yapılabilecek mekanizmaları kurmak, yorumları makul karşılamak ve haklı önerileri hayata geçirmek de önemli. Dilerseniz bunları da bir başka hafta konuşalım.