Ekonomi Gazetesi, 29 Kasım 2022
Dar Alanda Kısa Paslaşmalar filminin giriş cümlesini belki bilirsiniz: ‘Hayat futbola fena halde benzer’. Bence haklılık payı olan bir ifade. O halde biz de Dünya Kupası vesilesiyle yıldız futbolcularla şirket CEO’larını kıyaslayalım.
Başarısız futbolcuların ve yöneticilerin takımda uzun süre kalamayacağını varsayarak, her biri farklı açıdan başarılı üç tip ‘oyuncuyu’ ele alabiliriz.
Birincisi, görev adamları. Rollerini iyi şekilde yerine getirirler, performansları zigzaglar çizmez, organizasyona verdikleriyle ondan aldıkları belli bir dengeye oturmuştur. Her ekipte olması gereken bu kişiler, bazı durumlarda şirketteki en üst pozisyon için de biçilmiş kaftandır. Sektörde ciddi dalgalanmalar olmuyorsa, şirket belli bir olgunluğa (pazar payı, iç süreçler) ulaşmışsa, hissedarların iddialı beklentileri yoksa, aradığınız CEO bir ‘görev adamı’dır. Prosedürleri işletir, büyük risklerden kaçınır ve öngörülebilirliği sağlar.
İkincisi, yıldızlar. Organizasyonu sırtlarlar, sık sık olağanüstü performans gösterirler ve bir markanın oluşmasını sağlarlar. Geçmişte Pele ve Maradona’yı, günümüzde Messi ve Ronaldo’yu bu kategoride değerlendirebiliriz. Çok iddialı hedefleriniz varsa (Dünya Kupası’nı kazanmak, şirket değerini hızla artırmak), büyük bir dönüşümü başarmanız gerekiyorsa veya zorlu dönemlerden geçiyorsanız, böyle birine ihtiyacınız vardır. Ancak, ‘her kulüp bu tip bir oyuncu için can atar, demek ki her şirket de bu tip bir CEO istemeli’ de doğru bir yaklaşım olmaz. Zira yıldızların maddi-manevi beklentilerini yönetmek, hem takımı onların üzerine kurup hem de ekibin işlemesini sağlamak ve kurum ile şahsi markaları arasında değer yaratan bir işbirliği oluşturmak hiç kolay değil. Üstelik, daha önce bu köşede konuştuğumuz gibi, yıldızların yedeklemesini yapmak da zor. Tüm bunları başarmak için ehil bir yönetim kurulu şart.
Üçüncüsü, sistem kuranlar. Peki hem görevini yapacak, hem olağanüstü performans gösterecek hem de kendisinden sonrası için sistem kuracak biri olsa fena mı olur? Bu kriterlerin aklıma getirdiği kişi Hollanda’nın efsanesi Johan Cruyff (1947-2016). Önce tarihin en iyi oyuncularından biri, sonra çok başarılı bir teknik direktör ve nihayet çeşitli kulüplere/ milli takımlara ilham veren bir yaklaşımın (total futbol) büyük uygulayıcısı… Tabii böyle başarılı bir sonuç için olağanüstü/ çalışkanlıkta kişilerle uygun zeminin (Ajax), ekibin (Hollanda milli takımı) ve onların önünü açan organizasyonun (Barcelona) buluşması gerekiyor. Şirketinize sistem kuran bir CEO arıyorsanız, onun ihtiyacı olacak şartları (ekip, zaman, güven, destek) sağlayıp sağlayamayacağınızı düşünün derim. Zira çorak topraklarda olağanüstü bitkilerin kök salması zor.
2026’da Kuzey Amerika’da yapılacak Dünya Kupası’nda milli takımımızı da görmek dileğiyle iyi bir hafta diliyorum.