5 Mayıs 2020
Belki hatırlayanlarınız vardır, 31 Mart’ta bu köşede şirket sorumluluğunun sınırını konuşmuştuk. Koronavirüs günlerinde insani kaygılarla eldeki imkanları, kısa vadeli mecburiyetlerle uzun vadeli hedefleri dengelemeye çalışan iş insanlarına dört alternatif yaklaşım sunmuştuk.
‘Senin yegâne görevin şirketin için iyi olanı yapmak!’ diyen Milton Friedman.
‘Şirketinin herkesten fazla başarıyla sağlayabileceği bir toplumsal katkı varsa onu yapmalısın. Sosyal sorumlulukta da en rekabetçi olduğun alana odaklan!’ diyen Michael Porter.
‘Şirketlerin hissedar değeri yaratmanın ötesinde de rolü var. Tüm paydaşlara (çalışan, tedarikçi, çevre) karşı sorumlusun!’ diyen Larry Fink.
Ve artık tüm mesaisini ve servetini vakfına ayıran Bill Gates.
Özyeğin Sosyal Yatırımlar Grubu’nun çok kıymetli bir yayını sayesinde artık bu konularda daha fazla bilgiyle konuşma ve şirketlerimize rota belirleme imkanımız var. Yasemin Sırali’nin yazdığı ‘Covid-19’a Şirketlerin Cevabı’ başlıklı kapsamlı rapordan ve web sitesinden (https://www.covid19businessresponsereview.com/) bahsediyorum.
Öncelikle rapor, haberlerden aşina olduğumuz bir alanda değerli bir veri seti sağlıyor. Dilekolay, 11 farklı sektörden, 182’si ülkemizden 87’si yurtdışından 269 şirketin salgına cevaben yaptıkları listeleniyor. Tesislerini solunum cihazı imalatına tahsis edenden (Arçelik) sağlık personeline ücretsiz gıda gönderene (Burger King ve Dominos), maske üretenden (LC Waikiki) ayni ve maddi yardım yapana (Fiba Grubu) kadar geniş bir yelpaze. Hepsini kutluyorum!
Ancak bence daha önemlisi, bu çalışma sosyal konularda ne yapacağını henüz belirlememiş şirketler için bir kılavuz olma potansiyeli taşıyor. Zira herkesi kapsayacak ‘mutlak doğru’nun olmadığı, pek çok kararın ‘grinin muhtelif tonları’ arasından seçildiği bir alandan bahsediyoruz. Tam da bu nedenle, başka firmaların konuya nasıl yaklaştığını görmek, şirketlerimizin ilham almalarına ve kendilerine en uygun yol haritasını geliştirmelerine imkan verebilir. Nitekim, raporun bir sonraki versiyonunda sektörel kırılıma ilaven ‘destek verme yaklaşımı’ (maddi bağış, yeni ürün veya hizmet geliştirme, vb) temelli bir tasnifin de yer alacağı belirtiliyor. Merakla bekleyeceğiz.
Şirketlerden toplumsal beklentiler koronavirüs öncesinde de vardı. Deloitte’un küresel ‘Millenials 2019’ araştırmasındaki ‘şirketlerin amacı ne olmalı?’ sorusunda gençler ‘toplumu ilerletmek’ ve ‘istihdam yaratmak’ şıklarını ‘kâr etme’nin önüne koymuşlardı. Ancak son birkaç ayda yaşadıklarımız bu süreci hızlandırdı. Yeni bir kamusallık anlayışı oluşurken şirketlerden toplumsal beklentilerin giderek artacağını öngörebiliriz.
Şirketlerimizin ‘gelecek henüz gelmeden’ hazırlanmalarında ve perspektiflerini oluşturmalarında yarar var. Bunu başka kimse için değil, kendilerinin yeni dönemdeki varlıklarını sürdürmek ve sağlıklı paydaş ilişkileri kurabilmek için yapmalılar. Bu çok değerli çalışmayı bir özel sektör şirketinin sosyal yatırımlar kolunun yapması bu açıdan da manidar ve sevindirici.