19 Temmuz 2022
Hayır, başlıkta hata yok. İşbirliği ve rekabet kelimelerinin İngilizcelerinin birleşiminden türetilmiş co-opetition kelimesinin dilimizdeki en yakın karşılığı bu. Gelin bu hafta ‘rakiplerin birlikte çalışması’ anlamına gelen stratejik yaklaşımı konuşalım.
New York ve Yale Üniversiteleri’nden Adam M. Brandenburger ve Barry J. Nalebuff co-opetition kavramını çeyrek asır önce ortaya attı. Günümüz dünyasında, çeşitli alanlarda ilginç uygulamaları olduğunu ve olabileceğini düşünüyorum.
Rekabet temelde ‘sıfır toplamlı’ bir oyun – biri kazanırken diğeri kaybediyor. Biri pastadan bir dilim fazla alırsa, diğerinin payı azalıyor. Halbuki rakiplerin birlikte çalışarak pastayı büyüttükleri durumlar da mümkün. Bir ara pek meşhur olan deyimle: win-win (kazan-kazan)!
Peki, bunun örnekleri ne olabilir?
Çok yüksek araştırma-geliştirme veya altyapı yatırımları gerektiren alanlarda rakipler birlikte çalışabilir. Daha sonra da işin pazarlama ya da üretim kısımlarında kozlarını paylaşabilirler. Örneğin Covid-19 aşısı için Pfizer ve BioNTech’in işbirliği, bankaların ortak ATM’lerden hizmet sunmaları veya telekom firmalarının bazı bölglelerde baz istasyonu yatırımlarını birlikte yapmaları.
Sektör standartların belirlerken rakipler birlikte çalışabilir. Şarj aletlerinin tipinden tren raylarının genişliğine, kullanıcı verisi saklama standartlarından konteyner boyutlarına uzanan çok geniş bir alanda, oyunun kurallarını belirlemek için bir araya gelmek, tüm oyuncuların yararına.
Müşterilerin hayatını kolaylaştırıp piyasa hacmini büyütürken rakipler birlikte çalışabilir. Örneğin bir sosyal medya kullanıcı adı ve şifresiyle (Facebook, Google) diğer sitelere kaydolabilmek, bir bankadan diğerine hızla havale (EFT) yapabilmek gibi adımlar kullanıcıların hayatını kolaylaştırır ve pastayı tüm rakipler için büyütür.
Rekaberliğin genel zorlular veya daha kuvvetli rakiplere karşı güç birliği yapmak, pazarı büyütmek ve yeniliğin önünü açmak gibi yararları aşikar. Ancak unutmamak lazım ki, belli bazı konularda birlikte hareket eden firmaların rakip olma halleri değişmiyor. Bu zorlu dinamiği doğru yönetmek için işbirliği alanlarının net tanımlanmasının, açık iletişim kurulmasının ve en önemlisi karşılıklı güven tesisi kritik.
Değişen dünyada şirketlerimizin geleneksel rekabet dinamiklerinin ötesinde yaklaşımlar geliştirmesi elzem. Sizin şirketiniz/ sektörünüz için rekaberlik de bunlardan biri olabilir.