5 Mart 2020
Dünyanın en ünlü yatırımcısı Warren Buffett hissedarlarına yıllık mektubunu geçen hafta yayınladı. İş hayatındaki herkesin okuması gereken bu yazılarda Buffett 90 yaşın birikimini ve 70 yıllık yatırım tecrübesini yalın bir dille paylaşıyor. Dile kolay, 1965’te ona verilen 100 dolar bugün 2,7 milyon dolar.
Buffet’ın üç kriteri var: (i) cazip sermaye karlılığı (‘Şirket performansını nasıl ölçelim?’ yazısında işlemiştik); (ii) yetkin ve dürüst yönetim; ve (iii) yatırımı makul fiyattan yapma.
Maalesef iş dünyamızda genelde ‘sürdürülebilir değer artışı’ perspektifi yok. Firma sahip ve yöneticileri haklı olarak kafayı suyun üstünde tutmaya çalışıyor. Sonra mümkünse ciro ve kar artışı. Yatırımcıların beklentileri genelde kısa vadeli. Halbuki, kulağa ‘lüks’ gelse de şirket (ve ülke) refahını yükseltmenin yegane yolu kalıcı değer artışı.
Getiri sağlamak için de üç temel enstrümanımız var:
BİR: BÜYÜME. 100 birim cirosu ve 20 birim karı olan bir şirket düşünelim. Beş yıl sonra ciro 200 birime, kâr da 40 birime çıkarsa firma değeri artar. Hatta kâr marjı yükselir ve 50 birim kâr yakalanabilirse daha da iyi! Konu kapandı mı? Hayır. Bain’in geçen hafta yayınladığı ‘2020 Küresel Özel Girişim Sermayesi Raporu’ büyümenin şirket değerindeki artışın sadece yarısını sağladığını gösteriyor!
İKİ: ÇARPAN YÜKSELTME. Yukarıdaki şirketi diyelim altı değerleme çarpanıyla, yani (borç yoksa) 120 birime aldınız. Büyüme yavaş oldu ve beş yıl sonra kar ancak 30 birime çıktı. Ama çarpanı sekize yükseltebilirseniz paranızı ikiye katladınız! Nitekim Bain raporuna göre firma değerindeki artışın yarısı böyle oluyor. O halde hemen yapalım! Kötü haber: Kısa yol yok. İyi haber: Kabiliyetli yönetim, çeşitlendirilmiş gelir modeli, etkin bilgi sistemleri, doğru kurumsallaşma ve makul değerlemeyle satın alma gibi manevralarla bunun mümkün olduğunu tekrar tekrar gördük.
ÜÇ: KALDIRAÇ. Firmayı yine altı çarpanla (120 birime) aldınız. Ancak bu miktarın yarısını cebinizden ödediniz, yarısını borçlandınız. Beş yılda ne büyüme oldu ne de çarpan arttı. Ama bu arada şirketin yarattığı nakitle borcu ve faizini ödediyseniz paranızı yine ikiye katladınız. Zira 60 birim ödemeyle 120 birimlik borçsuz bir şirketin sahibisiniz. Girişimci ve yatırımcıların ‘firma değeri’ (enterprise value) ile ‘sermaye değeri’ (equity value) farkına dikkat etmesi şart. Tabii bu matematiğin tersten çalışabileceğini unutmadan! Firmanız büyürken borç daha hızlı büyüyorsa size ait değer azalıyor olabilir.
Not: İdlib’deki şehitlerimizi rahmetle anıyorum.