31 Mart 2020
Bugünlerde herkes idareci ‘Korona’nın yol açtığı sorunlarla boğuşuyor. Çalışanların sağlığı, yaklaşan ödemeler, alacakların tahsilatı, piyasanın ne zaman açılacağı vb. Bu süreçte maalesef pek çok zor karar vermek gerekiyor. İnsani kaygılarla eldeki imkanları, kısa vadeli mecburiyetlerle uzun vadeli hedefleri dengelemek hiç de kolay değil.
Bu konulardan bunalan bir iş insanı sorumluluklarının sınırını düşünürken karşısında aniden Alaaddin’in cini belirse ve ‘kimin fikrini almak istersin?’ deyiverse cevabı ne olmalı? Benim önerim farklı perspektifler sunacak şu dört isim olurdu.
BİR: MILTON FRIEDMAN. Serbest piyasa kapitalizminin babası on dört sene önce öldü ama görüşünü biliyoruz: ‘Şirketlerin yegane görevi kanunlar çerçevesinde hissedarları için azami değer yaratmaktır’. Mesela iş insanımızın ‘hemen tenkisat mı yapayım?’ sorusunu cevaplarken Friedman’ın kriteri yalnızca iş performansı: ‘Piyasa düzeldiğinde hızla yeterli çalışan bulabilir misin?’, ‘Gidenler ne kadar kritik?’ veya ‘Bunu yapınca markan zarar görür mü?’ gibi. ‘Ama insanlara yazık değil mi?’ itirazına Nobelli profesörün yorumu net: ‘Bunu düşünmek senin değil kamu otoritesinin işi. Senin görevin şirketin için iyi olanı yapmak’.
İKİ: MICHAEL PORTER. Farklı bir görüş almak isteyen kahramanımızın karşısında bu kez ‘rekabetçilik’ teorisiyle ünlü bir başka profesör var. Mealen ‘Senin şirketinin diğerlerinden daha iyi yapabileceği bir toplumsal katkı varsa onu yapmalısın. Sosyal sorumluluğu herkes en rekabetçi olduğu alanda yapmalı’ diyor. Bu cevap üzerine iş insanımızın aklına restoranlardan listeleme ücreti almayan Yemek Sepeti, hastane ilanlarını bedava yayınlayan Kariyer.net ve sağlık personelini misafir etme kampanyasını başlatan The Marmara oteli geliyor.
ÜÇ: LARRY FINK. Dünyanın en büyük varlık yöneticisi çıtayı daha da yükseğe koyuyor. ‘Artık şirketlerin hissedar değeri yaratmanın ötesinde de rolü var. Tüm paydaşlara (çalışana, tedarikçiye, çevreye) karşı da sorumlusun’. Kahramanımız geçenlerde okuduğu ‘Sanko Koronavirüs sürecinde 14 bin çalışanın hesabına 1000’er lira korona harçlığı koydu, alacaklarını vade farksız 2 ay öteledi.’ haberini hatırlıyor. Bir de Airbnb ve Uber gibi firmaların kendi platformlarında iş yapanlarla ilgili hiçbir sorumluluk üstlenmeden tüm yükü Amerikan halkına yıktıklarını bilse..
DÖRT: BILL GATES. Dünyanın en zengin adamının apayrı öncelikleri var. Artık tüm vaktini kurduğu ve servetini bağışladığı vakfa ayırıyor. O kadar ki geçenlerde Microsoft yönetim kurulundan dahi ayrıldı. İş insanımız imreniyor ama bunun herkesin harcı olmadığını da biliyor.
Seçim -imkanları dahilinde kahramanımızın. Ama ‘hikaye’ bile olsa ‘Çalışanları sağlıksız ortamda çalışmaya zorla, tedarikçilere para ödeme, bu arada tüm kamu desteklerine başvur’ önerisi yapan yok. En azından olmamalı.