4 Şubat 2020 Salı
Sonu gelmez konularımızdan biri teşvikler: yurtdışı fuarlara, banka kredilerine, az gelişmiş bölgelere, start-up’lara.. Doğru kullanılınca kalkınmayı destekleyen bu kaynağı nasıl en etkin ve verimli şekilde harcayabiliriz?
Ama önce Sayın Hasan Ersel’in yıllar önceki sorusuna dürüst bir cevap vermemiz gerek: “Sanayiye teşvik mi veriyoruz, yoksa tazminat mı?”. Amaç ‘şirketlerin mikro sorunlar sebebiyle ettiği zararları kısmen gidermek’ mi?
Cevabımız “Hayır, teşviklerin amacı kalkınma” ise beş prensibi disiplinli şekilde uygulamamız lazım:
YALIN. Çok spesifik meseleleri çözme iddiasındaki teşvikler tam anlaşılamıyor, başka programlarla çakışıyor ve performans takibini zorlaştırıyor. Unutmayalım ‘basit güzeldir’.
ENTEGRE. Teşviklerdeki bakış açısı şu sacayağını kapsamalı: (i) finansman, (ii) pazar ve (iii) kurumsal kapasite. Parayı yönetme kabiliyeti olmayan bir firmaya fonlama sağlamanın veya mali teşvik verirken pazar imkanlarını düşünmemenin kaçınılmaz sonu kaynak çarçuru. Örneğin bilhassa gıda dışı alanların giderek e-ticarete kaydığı ABD pazarında bunu göz ardı eden bir mekanizma, aksak kalmaya mahkum. Kore’nin ABD’ye ihracatını artırmak için e-ticarete uygun depolama merkezleri kurması entegre teşviğe güzel bir örnek.
KATMA DEĞER ODAKLI. Neyi başarmak istiyorsak onu teşvik etmemiz lazım – ‘marifet iltifata tabidir’. Maksat katma değeri artırmak ve cari açığı azaltmaksa, 90 dolar ithalat yapıp 100 dolar ihracat yapanı değil, 10 dolar ithalat yapıp 50 dolar ihracat yapanı ‘şampiyon’ ilan etmemiz gerekir. Yönetici primlerini sadece ciroya bağlayan bir şirketin ‘karlılık niye düştü?’ diye üzülmeye hakkı olmaz.
SEFERBER EDEN. Sadece teşviğe dayanan hiçbir iş sürdürülemez. Ana hedef, riski azaltarak, getiriyi artırarak veya zaman kazanmaya imkan vererek özel sektör kaynaklarını seferber etmektir. Örneğin İsrail’in ‘Yozma’ programı, risk sermayesi fonlarına belli bir getiri güvencesi vererek (riski azaltarak) bu ekosistemin gelişiminde katalizör rol oynadı.
PERFORMANSI ÖLÇÜLEN. Her teşvik için başarı kriterleri program başlarken (‘ex ante’) ilan edilmeli ve azami üç ayda bir internet üzerinden yayınlanmalı. Böylece, yeterince kullanılmayan teşvikler, devri geçse de yürürlükte kalıvermiş programlar veya beklenen fayda-maliyet oranını tutturamayan destekler hızla iyileştirilebilir veya yürürlükten kaldırılabilir. Üstelik, ‘X yeni istihdam veya Y dolar ihracat yaratmak için Z lira kaynak harcıyoruz’ bilgisinin netleşmesi mali disiplin için de olumludur.