Ekonomi Gazetesi, 17 Ocak 2023
Borsa gündemdeyken gelin çok başarılı bir yatırımcıya kulak verelim: Warren Buffet’ın ortağı, onunla birlikte 57 yıl boyunca dolar bazında senelik ortalama yüzde 20 getiri sağlayan (ABD borsasının iki katı!), 99 yaşında hala çalışan Charlie Munger’a.
BİR: ‘Makul bir fiyata alınan harika bir iş, cazip fiyata alınan makul bir işten üstündür.’ Yatırım fırsatlarını (hisse senedi, ev) değerlendirirken, anlaşılır sebeplerle, fiyatı ön plana alıyoruz. Ancak, bazen bu öyle bir hal alıyor ki, aldığımız şeyin kalitesi/ potansiyelini yeterince düşünmüyoruz. Halbuki birinci önceliğimiz, paramızı ne için harcadığımız olmalı.
İKİ: ‘Büyük para alış ve satışta değil, beklemektedir.’ Piyasayı ‘zamanlama’nın mümkün olmadığını gösteren pek çok akademik çalışma var. Bank of America’nın 2021’deki bir analizi çok ilginç. 1930’dan beri Amerikan borsasında (S&P endeksi) kalan bir yatırımcının getirisi yüzde 17 bin 700. Söz konusu yatırımcı, her on yılın sadece en iyi 10 gününü ıskalasaydı (ortalamada senede bir gün), 90 yıldaki toplam getirisi sadece yüzde 28 olacaktı!
ÜÇ: ‘Parlak olmak zorunda değilsiniz, uzun bir süre boyunca diğerlerinden biraz daha akıllı olun.’ Burada bence iki konu var. Birincisi, parlak olma iddiası. Eskiler ‘kibir şeytanın en sevdiği günahtır’ diye boşuna söylememiş. Nitekim yatırım dünyası pek çok ‘iddialı’ ismin yarattığı enkazlarla dolu. İkincisi, uzun bir süre vurgusu. Her yıl yüzde 8 kazanmakla her yıl yüzde 10 kazanmak arasında nispeten küçük bir fark var. Ancak bu farkı 25 sene boyunca muhafaza edince, aradaki fark başlangıç sermayenizin üç katına varıyor!
DÖRT: ‘İnsanlar çok fazla hesaplıyor ve çok az düşünüyor.’ Hisse yatırımı deyince kâr marjları, ciro büyümeleri, fiyat-kazanç oranları havada uçuşuyor. Bunlar elbette önemli. Ancak neye, niçin yatırım yaptığımız üzerinde düşünmek de önemli. Asırlık çınar Munger’a tekrar kulak verelim: ‘İkimiz de [Munger ve Buffett] oturup düşünmek için neredeyse her gün zamanın müsait olduğu konusunda ısrar ediyoruz. Amerikan iş dünyasında bu çok nadirdir. Okur ve düşünürüz’.
BEŞ: ‘Yatırım yapmamız gereken üç sepetimiz var: evet, hayır ve anlaşılması çok zor.’ İlginçtir ki çoğu yatırımcının üçüncü sepeti yok. Kendimize soralım. Yarım asrı aşkın sürede çok başarılı performans göstermiş dolar milyarderleri için ‘anlaşılması çok zor’ yatırımlar var da bizim için yok mu?
ALTI: ‘Doğrudan hayranlık duymadığınız ve onun gibi olmak istemediğiniz birinin altında çalışmaktan kaçının.’ Bilhassa genç arkadaşlarımız için çok önemli bir tavsiye. ‘İş imkânları sınırlıyken seçme şansımız mı var’ derseniz haklısınız. Ancak, seçim yapma fırsatınız olduğunda ‘iyi yöneticilerle çalışmak’ kriterine ciddi ağırlık vermenizde yarar olduğunu söyleyeyim.
YEDİ: ‘Warren gibi benim de zengin olma isteğim vardı. Ferrari alabilmek için değil özgür olabilmek için.’ Paranın satın alabileceği en büyük lüksün, istemediğiniz şeyleri yapmak zorunda kalmamak ve zamanınızı istediğiniz gibi değerlendirebilmek olduğuna inanırım. Çoğu insanın fırsatı olmasına rağmen bu özgürlüğü kullanmadığını da belirteyim. Bu çerçevede, son yıllarda ülkemizde ‘finansal özgür’ kavramının yaygınlaşmasını çok sevindirici buluyorum.
Yazımızı, Munger’ın bu köşenin de amacını özetleyen sözüyle tamamlayalım: ‘Bir insanın yapabileceği en iyi şey, başka birinin daha fazla bilgi edinmesine yardımcı olmaktır.’