Ekonomi Gazetesi, 19 Eylül 2023
Ahilik Haftası kutlu olsun! Debbağ (derici) Ahi Evran’ın (1171? – 1261) Kayseri’de kurduğu teşkilatlanma, esnaf/ sanayi/ ticaret odası, sosyal güvenlik kurumu, kredi kefalet kooperatifi, meslek okulu ve kalite standartları enstitüsü gibi kuruluşlarının bugün yaptığı görevleri üstlenmişti. 1200’ler Anadolusu göçler, yerleşik hayata geçiş, savaşlar, Moğol istilası gibi büyük dönüşümleri bu sayede atlatabildi.
Elbette yedi asır önceden çok daha farklı bir ekonomik sistemde yaşıyoruz. Ancak Ahilik’ten bugün de alacağımız pek çok ders var. Gelin üç tanesini konuşalım.
BİR: İŞ AHLAKI. Ahilik, ahlak ile sanatın uyumlu bileşimi olarak tarif edilebilir. Ürününüzün kaliteli olması, müşteriye vaadinizi yerine getirmeniz, çalışan ve tedarikçilerinize ödemelerinizi tam ve zamanında yapmanız, iş güvenliğine uygun hareket etmeniz ilk aklıma gelenler. Bunlar olunca, tüketicilerin markanızı tercih etmesi, tedarikçilerin peşin yerine vadeli ödeme kabul etmesi, çalışanların şirketinizde kalmayı sürdürmesi, bankaların size kredi açması adeta kendiliğinden gerçekleşiyor. Nitekim bir şirketin bence en önemli sermayesi olan ‘güven’ ancak bu şekilde inşa edilebiliyor, hatta sektörünüz ancak bu şekilde gelişiyor. Alman sanayici Robert Bosch (1861-1942) meşhur sözünde tam da bu prensibi ifade ediyordu: ‘İnsanların güvenini kaybetmektense para kaybetmeyi tercih ederim’. Güveni yıkan esnafı teşhir etmek için Ahiler’in uyguladığı ceza ise bugün hala dilimizde yaşıyor: ‘pabucunu dama atmak’.
İKİ: MESLEK EĞİTİMİ. Ahilik usta-çırak ilişkisi üzerine kurulu bir sistem. Benim ilgimi çeken iki konu var. Birincisi; davranış, bilgi/ beceri ve çalışmayı iç içe geçiren entegre bir eğitim. Bugün sanayicilerin sık sık dile getirdiği ara eleman eksiği (ki ben onlara aranan eleman demeyi tercih ediyorum) ancak bu şekilde aşılabilir. Yani teorik bilgi/ beceri önemli ama düzgün hareket etme (‘davranış’) ve uygulama pratiği (‘çalışma’) öğretime eşlik etmek zorunda. Esnaf/ sanayi/ ticaret odalarının öncülüğünde kurgulanan meslek eğitimi bu açıdan önemli. İkincisi; çırakların önce kalfa sonra da usta olmasına uzanan süreç. Kendi işletmesini açarak ustalığa başlayan kalfalara Ahilerin Orta Sandığı’ndan yapılan yardım, bugünkü esnaf kefalet kredileri ile melek yatırımcılığın karışımı bir modeli çağrıştırıyor. Ahi Evran’ın hayatını geçirdiği Kayseri, Konya, Denizli, Kırşehir gibi şehirlerimizin bugün girişimci enerjileriyle Anadolu Kaplanları olarak öne çıkması, güzel bir tesadüf.
ÜÇ: BİRLİKTE İŞ YAPMA. Japonya’da çeşitli şirketlerin işbirliğiyle oluşan keiretsu yapıları veya Harvard strateji profesörü Michael Porter’ın sıkça bahsettiği, aynı sektördeki şirketlerin belli coğraflayalarda kümelenmesi modeli, Ahilik’ten farklı yanları olsa da bazı benzer özelliklere sahip. Ancak farklı dükkanlar işleten ve dolayısıyla birbiriyle rakip olabilen Ahilerin kendi aralarındaki işbirliğinin modern dünya uygulaması, daha önce bu köşede de yer verdiğimiz ‘rekaberlik’ (co-opetition) kavramı. Yüksek araştırma-geliştirme (yeni ilaçlar) gerekirken, altyapı yatırımları (banka ATM’leri) yaparken veya sektör standartları belirlenirken (elektrikli araç şarjı) rakipler beraber çalışıyor ve herkes için pastayı büyütebiliyorlar. Rekabeti her zaman ‘sıfır toplamlı bir oyun’ görmek kısır çekişmelere ve zararına satışlara yol açabiliyor.
Ahi Evran’ı rahmetle anıyor ve işini düzgün yapan herkese bereketli bir hafta diliyorum.