24 Mayıs 2022
İnovasyon kelimesini sıkça duyuyoruz. ‘Orijinal ve farklı düşüncelerin hayata geçirilmesi’ diye tanımlanabilecek bu kavram genellikle robotlar, yapay zeka, genetik gibi yeni teknolojiler ile anılıyor. Oysa bu, büyük fırsatları ıskalayan çok dar bir kalıp.
Northwestern Üniversitesi’nden Mohanbir Sawhney ve çalışma arkadaşlarının ortaya koyduğu bir çerçeve, inovasyonu daha geniş bir perspektiften görmemizi ve çok çeşitli durumlarda hayata geçirmemizi sağlayabilir. İnovasyon Radarı isimli bu yaklaşım dört tanıdık eksende şekilleniyor: ne, kime, nerede ve nasıl.
‘Ne’ ekseninde, ürün veya çözümler var. Bu alanda ilk akla gelen örneklerden biri, daha önce de bu köşede ele aldığımız iPhone. Ancak tüketicinin ihtiyaçlarına yönelik her tür çözüm (lokmalık boy bisküvi, 1-2 kişilik hane halkları için küçük ebatta yoğurt) ya da platform (Youtube’a karşı TikTok videoları) bu şekilde değerlendirilebilir.
‘Kim’ ekseni değişen tüketici tecrübesini ve bu sayede kazanılan parayı simgeliyor. İlk akla gelen örnek kahve zincirleri. Örneğin İngiltere’de kahve ve süt masrafı, bir bardak cappuciono fiyatının yalnızca yüzde 10’u. Yani orada kahveye değil, bir tecrübeye (buluşma yeri, internet) para ödüyoruz. Bunu doğru yakalayabilmek, marka olmanın temel şartlarından biri.
‘Nasıl’ ekseni organizasyon ve tedarik zincirini kapsıyor. İkea’nın çok geleneksel bir sektörde gerçekleştirdiği yenilikler (‘düz tahta’ paketlerin vatandaş tarafından raftan alınıp ve monte edilip mobilya haline getirilmesi) pek çok şirketimize ilham verebilir.
‘Nerede’ ekseni, hizmetin verildiği kanallara değiniyor. Firmaların müşterilerine pek çok yerden hizmet verebildiği günümüzde bilhassa önemli bir husus. Sokağın köşesindeki dürümcünün şahsen, telefonla hatta yemek uygulamaları üzerinden sipariş alması; bankacılığın son 15 yıllık değişimi neticesinde şube yapısının apayrı bir kimliğe bürünmesi; bayi-yoğun çalışan firmaların e-ticaret/ geleneksel kanal yönetimini beraber götürme mecburiyeti, buna örnekler.
İnovasyonu anlık bir faaliyet ya da sadece yüksek teknolojili sektörlere has bir kavram zannedenler, değişimin bedelini çok ağır bir şekilde ödediler, ödüyorlar, ödeyecekler. Değişimi yakalayanlar ise, sektörleri ne olursa olsun öne çıktılar, çıkıyorlar, çıkacaklar.