18 Ocak 2022
15 yıl önce, bir Ocak gününde, Steve Jobs siyah pantolon ve kazakla sahneye çıktı. Yeni ürününü iPhone’u tanıtan konuşması bittiğinde şirketinin, sektörünün ve hepimizin hayatı değişmişti. Bu hafta iPhone’dan alabileceğimiz dersleri konuşalım.
İDDİALILIK. Steve Jobs’un lansmandaki kıyafeti ne kadar sıradansa sözleri bir o kadar iddialıydı: ‘Bugün Apple telefonu yeniden icat ediyor’ ve ‘iPhone, diğer cep telefonlarından en az beş sene önde, devrimci ve büyülü bir ürün’. Çıtayı yukarı koymak mühim. Ancak, altını doldurmak kaydıyla!
REKABET. Peki, cep telefonu piyasasına hakim olan şirketler yeni rakiplerini görünce ne düşündüler? Nokia baş stratejistinin yorumu şöyleydi: ‘Tıpkı bilgisayarlarda olduğu gibi, önce ilgi görecekler ama sonuçta ancak kısıtlı bir kesime hitap edebilecekler’. Blackberry CEO’su ise ‘Bizim için sorun yok’ demekle yetindi. Nokia 2013’de cep telefonu sektöründen çıkmak zorunda kaldı. Blackberry’nin 2009’da 80 milyar doların üzerinde olan değeri bugün yalnızca 5 milyar dolar civarında.
VAZGEÇEBİLME. Apple iPhone’u tasarlarken fiziki tuşlar başta olmak üzere pek çok alışılagelmiş özellikten vazgeçti. Önümüzdeki yıllarda artırılmış/ sanal gerçeklik imkanlarının artmasıyla, şirketin iPhone’u devre dışı bırakması bile mümkün olabilir. Oturmuş normlara körü körüne sadık kalarak gerçek anlamda yeni bir şey ortaya koymak mümkün değil. Konfor alanından bir türlü çıkamamak ve bunun neticesinde sıçramalar yapamamak, şirketlerimizde sıkça rastladığım bir sıkıntı.
SÜREKLİ YENİLİK. iPhone ilk çıktığında 4GB ve 8GB hafızaya sahipti. Şu anda 128 GB hafızanın altında ürün yok. İlk iPhone’larda video kaydı özelliğinin ve Facetime’ın bulunmadığını okuyan genç arkadaşlarımız herhalde gözlerine inanamayacaklardır. Apple, 15 yılda 33 model çıkararak hem ürününü geliştirdi hem de sadık müşterilerinin tekrar tekrar yeni cihaz satın almalarını sağladı. Şirketlerimizin çoğu yeni satışa odaklanırken mevcut müşterilerini ihmal edebiliyor— aman dikkat!
ÖNCÜLÜK. iPhone’un ardından pek çok firma akıllı telefon pazarına girdi. Nitekim bugün Apple satılan cihaz bazında sadece yüzde 15 civarında küresel pazar payına sahip (ciro ve kâr bazlı payı çok daha yüksek olmalı). Ancak şirketin öncü rolü, cihaz satışının çok ötesinde. Mobil uygulamaların satıldığı AppStore 2008 ortasında açıldığında 500 uygulamaya sahipken, bu sayı şu anda 1.8 milyon. Bu platform üzerinden pek çok girişimci ürün ve hizmetlerini dünyaya satabiliyor. Çok başarılı firmaların yepyeni ekosistemler oluşturmasına net bir örnek.
ÖLÇEK. Apple dünyada 1 milyar aktif iPhone kullanıcısı olduğunu söylüyor. Her 36 saatte bir milyon iPhone satıldığı tahmin ediliyor. Apple’ın piyasa değeri 2007’de 174 milyar dolardan bugün 3 trilyon dolara çıktı (dünyanın en değerli şirketi). Doğru ürün ve strateji, olağanüstü neticeler verebiliyor.
KALICILIK. Steve Jobs 2011’de 56 yaşında vefat etti. O günlerde herkesin aklında aynı soru vardı: Efsane sona mı erdi? Oysa Apple’ın değeri o günden bugüne 9 katına çıktı. Esas başarı, kurucusundan/ yöneticisinden sonra da ayakta kalacak yapılar kurabilmekte. (Jobs kurduğu firmadan 1980’lerde kavgalı ayrıldığı için çok az Apple hissesine sahipti. Geride bıraktığı servetinin ana kısmı kurduğu bir başka şirket olan Pixar’ı Disney’e satmasından kaynaklanıyor.)