TBMM Genel Kurul, 20 Aralık 2023
Sayın Başkan, değerli Milletvekilleri,
Sizleri şahsım ve DEVA Partisi adına saygıyla selamlıyorum.
Senenin en uzun gecesini yaşıyoruz. Meclisimizin önünde de böyle kapkara gece gibi bir Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesi var.
Rahmetli Demirel’in dediği gibi, ‘Bütçe, bir hesaplaşmanın zeminidir. Bu hesaplaşma, yönetenlerle yönetilenler arasında olur ve hür demokratik sistemin en önemli müessesesidir.’ Gelin bu hesaplaşmayı yapalım.
Hükümetin önümüzde koyduğu bütçede ne var, ne yok?
Bu bütçede vergi var, enflasyon var
Borç var, faiz var
Açık var, haksızlık var
Ancak bu bütçede orta direk yok, tasarruf yok
Adalet yok kalkınma yok!
Değerli arkadaşlar; adını net koyalım: Meclisimize gelen bu bütçe, tahsildar bütçesidir.
II.
Bu bütçe bir vergi bütçesidir.
Hükümet her Allah’ın günü bizden 20 milyar lira vergi istiyor. Uyanık olduğumuz her saat 1 milyar lira para versek yine paçayı kurtaramıyoruz.
Üstelik, vergilerde 2023’e göre yüzde 73,5’lik bir artış var. Değerli vatandaşlarım; siz, gelirinizde yüzde 73,5 artış bekliyor musunuz? İnşallah bekliyorsunuzdur. Çünkü Sayın Hazine ve Maliye Bakanı sizden alacağını bu oranda artıracak!
Üstelik hükümet her Allah’ın günü 30 milyar lira para harcamak istiyor.
Peki vergilerimiz karşılığında satın aldığımız kamu hizmetinden memnun muyuz? Millî Eğitim Bakanlığı’nın okullarından Sağlık Bakanlığı’nın hastanelerinden, musluktan akan sudan memnun muyuz? Yoksa hem vergi veriyor hem bu hizmetlere ilave ücret mi ödüyoruz?
Unutmayalım: Devletin parası yoktur, toplanan para da harcanan para da sizin, benim, tüm milletimizin parasıdır.
III.
Bu bütçe bir enflasyon bütçesidir.
Merkez Bankası Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın ilgili kuruluşu. TÜİK ise ilişkili kuruluşu.
Yalnız Merkez Bankası Başkanı enflasyonu TÜİK ile değil apartman görevlisi Sadık abi ile istişare ediyor. Çok şaşırmamak lazım, zira Sn. Cumhurbaşkanı da hain 15 Temmuz darbe girişimini eniştesinden öğrenmişti. Böyle ilginç bir kurumsal mimarimiz var.
2024 enflasyon tahmini yüzde 36. Maaş zamlarını da bu seviyede yapmak isteyenler var. Bunun ciddiyetini görmek için bu seneki performansı hatırlayalım:
26 Ocak Enflasyon Raporunda hedef %22. 4 Mayıs’ta yine %22. Ne de olsa 10 güne seçim var. 27 Temmuz’da hedef %58’e çıkıyor. 2 Kasım’da da %65 olarak güncelleniyor. Altı ayda üç kat artış karşısında bize de maşallah demek düşüyor!
Bu bütçe bir borç bütçesidir.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi başladığında kamunun brüt toplam borç stoku 1 trilyon liraydı. Aradan 6 sene geçmeden bu sayı 6 trilyonun üstüne çıktı!
Cumhuriyetimizin kurulduğu 1923’den Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin başladığı 2018’e kadar 65 tane hükümet gelmiş geçmiş. Maaş ödemiş, okul açmış, veremle savaşmış, iki tane boğaz köprüsü inşa etmiş, Atatürk barajını dikmiş, Avrasya tünelini açmış, duble yolları yapmış… Neticede 1 birim borç yapmış.
Cumhurbaşkanlığı kabinesi bunu almış, 6 sene geçmeden borcu 6’ya katlamış.
Siz ne yaptınız arkadaşlar!
Bu bütçe bir faiz bütçesidir.
Karşımızda 1,25 trilyon liralık faiz ödemesi var. Trilyonu hatırlayalım: milyon tane milyon. Yani 12 tane sıfır! Şimdi böyle milyar, trilyon deyince anlaşılmıyor:
Donanmamızın amiral gemisi TCG Anadolu gurur kaynağımız. Maliyeti 650 milyon Avro. Yani 20 milyar lira. Hükümet haftada bir TCG Anadolu’yu çöpe atacağım diyor.
Bu senenin toplam tarım desteği 92 milyar lira. Sanayi desteği 82 milyar lira. Hükümet çiftçiye bir senede vereceğim desteği, sanayiciye bir senede vereceğim desteği, faizcilere bir aydan kısa sürede vermek istiyorum diyor!
Bir türlü bulunamayan faiz lobisi nihayet ortaya çıktı: bütçenin tam göbeğindeymiş!
Bu bütçe bir açık bütçesidir
Ben orta direk bir ailede, ayağını yorganına göre uzatmak nasihatiyle büyüdüm. Karşımızdaki tablo benim gibi büyüyenleri dehşete düşürecek cinsten.
Bütçe giderleri gelirlerden yüzde 33 fazla. Bütçe açığı 2 trilyon 600 milyar lira! Yani borcunun faizini bile borçlanarak ödeyen bir Hazine var! Bu kadar borçlanma, özel sektörün kullanabileceği kaynağı Hazine’nin tüketmesi demek. Daha az yatırım, daha az istihdam demek.
Sayın Cumhurbaşkanı ‘Türkiye anonim şirket gibi yönetilmeli’ diyordu. Kasası böyle olan bir şirketin yöneticisine hissedarlar pek iyi gözle bakmazlar, onu söyleyeyim.
Burada KKM’ye bir parantez açalım. Hani rahmetli Özal’ın ‘bilgisizliğin vesikası’ dediği, ‘kendilerini akıllı, uyanık sananların dalaveresi’ diye tarif ettiği KKM’ye. Onun maliyeti bu hesaplarda yok, çünkü Merkez Bankası para basarak ödüyor. Daha doğrusu, enflasyon yaratarak çaktırmadan hepimize ödetiyor.
Tam bir tersine Robin Hood. Vatandaştan alıyor, zenginlere veriyor!
VII.
Bu bütçe bir haksızlık bütçesidir.
Vergi yükü tamamen orta direğin sırtına yükleniyor. Üç liralık verginin ikisi KDV ve ÖTV gibi dolaylı vergilerle tahsil ediliyor. Gelir vergisi dilimleri yeterince güncellenmiyor; maaşlar eriyor.
Bun yetmezmiş gibi, memur ve emeklilere %15+10 bir artış öngörülüyor. Toplam %26,5 eder. Hükümetin kendi öngörüsü olan %36’lık enflasyonun bile gerisinde!
Ama Cumhurbaşkanlığı bütçesideki artış ne kadar? %86! Vatandaşa yapılanın iki katı!
Ailesinin bütçesini denkleştiremezken, ailesine refah sağlayamazken kendi lüksünden taviz vermeyen aile reisi olur mu?
VIII.
Adını net koyalım: bu bütçe bir tahsildar bütçesidir.
Bütçenin temel yaklaşımı milletimizin mutluluğu ve refahı değil, Türkiye’ye yüksek faizle borç verenlere hoş gözükmektir.
Siz merak etmeyin, biz orta direğin sırtına bineriz, vergiyi salarız, faizi öderiz demektir.
Bu yüzden önümüzdeki bütçe, sadece ve sadece bir yatırımcı ilişkileri sunumudur.
Tam da bu yüzden, bu bütçenin muhatabı Balıkesir değil New York, Konya değil Londra, Diyarbakır değil Hong Kong’dur.
Değerli arkadaşlar; Türkiye Cumhuriyeti borcuna hep sadık kaldı, hiç temerrüt etmedi. Elbette bundan sonra da borcunu ödeyecek.
Ancak unutmayın, halksız bütçe, haksız bütçe demektir!
IX.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri:
Vatandaşımız yalnız değil, yenik değil, çaresiz hiç değil.
Yaşadığımız bu kara gecenin de sabahı olacak. İnşallah milletimizi zengin, mutlu ve dünyayla yarışacak hale getiren bütçeler yapacağımız günler gelecek.
Vatandaşımızın 31 Mart yerel seçimlerindeki oylarıyla bu yolda ilk adımı atacağına ve hükümete gerekli ikazda bulunacağına inanıyorum.
Genel kurulu saygıyla selamlıyorum.