TBMM Basın Toplantısı, 24 Kasım 2023
Değerli Basın Mensupları,
Kıymetli Vatandaşlarım,
Bugün 2024 merkezi yönetim bütçesini konuşmak üzere huzurunuzdayım.
Biliyorum, bütçe deyince akla sıkıcı bir konu geliyor. Bol sıfırlı rakamlar, milyonlar, milyarlar, trilyonlar havada uçuşuyor. Sonu gelmeyen tablolar ve teknik terimler birbirini kovalıyor. Haliyle tüm bunlar çoğumuzun ilgisini çekmiyor.
Oysa, bütçe hepimizi çok yakından ilgilendiriyor. Çünkü, bütçe sayılardan ibaret bir konu değil. Bilakis, alın terimizle kazandığımız paranın ne kadarının bizden alınacağının ve nerelere harcanacağının ilanıdır. Bütçe bir teknik meselesi değil, tercih meselesidir.
Aslında iki temel soru var: para kimden alınıyor ve bu kaynaklar kimin için harcanıyor? Mesela; Robin Hood gibi zenginden alıp fakire mi veriliyor, yoksa Deli Dumrul gibi yakaladığından, tutturabildiği kadar para mı alınıyor?
Tam da bu sebeple, bütçe hükümetin önceliklerini sözde değil özde yansıtan bir ayna. Öncelik vatandaşın hayat kalitesini artırmak mı, yoksa kemer sıkıp servet transferi yapmak mı? Milletin vekilleri olarak bizim görevimiz de aynaya yansıyan görüntüyü değerlendirmek ve gördüklerimizi vatandaşımızla paylaşmak. Nitekim, parlamentonun bütçe hakkı üç buçuk asırdır demokrasinin temel taşı.
Hep söylüyorum, bu vesileyle yine söyleyeyim: devletin parası yoktur, toplanan para da harcanan para da sizin, benim, kısaca milletimizin parasıdır!
Kıymetli Vatandaşlarım,
2024 merkezî yönetim bütçesine baktığımızda orta direğe vergi yükü, faiz alanlara müjde, kamuda mali disiplin bekleyenlere hayal kırıklığı var. Altı kalemde özetleyelim.
BİRİNCİSİ: Hükümet bizden her Allah’ın günü 20 milyar lira vergi istiyor. Uyanık olduğumuz her saat 1 milyar lira versek yine paçayı kurtaramıyoruz. Üstelik, vergilerde 2023’e göre yüzde 73,5’lik bir artış var. Hemşire ablama, esnaf abime, işçi kardeşime, çiftçi amcama, satış temsilcisi arkadaşıma sesleniyorum! Siz, gelirinizde yüzde 73,5 artış bekliyor musunuz? İnşallah bekliyorsunuzdur. Çünkü Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek sizden alacağını bu oranda artıracak!
İKİNCİSİ: Vergi kamçısı orta direğin sırtında şaklayacak. Türkiye’nin çimentosu orta direk, ekonomik krizden yediği sille yetmezmiş gibi, yine bütçenin yükünü üstlenecek. Doğrudan vergilerle başlayalım. Çoğunluğu maaşlar cebe girmeden kesilen gelir vergisi, yüzbinlerce şirketin ödediği kurumlar vergisi kadar. Bu vesileyle hükümete sesleniyorum: GELİR VERGİSİ DİLİMLERİNİ ACİLEN GÜNCELLEYİN. Eşikleri gerçek enflasyon kadar artırın. Zaten eriyen maaşlara bir de vergi prangası vurmayın.
Gelelim dolaylı vergiler ÖTV ve KDV’ye. Biliyorsunuz devletimiz çaktırmadan alınan, vergi bilincinin önündeki en büyük engeller olan bu iki vergiyi pek sever. Alışveriş yaparken hissettirmeden vergisini tahsil ediverir. ÖTV ile başlayalım. Otomobilden beyaz eşyaya, cep telefonundan doğalgaza kadar çeşitli ürünlerden alınan bu vergi, gelir vergisinden de kurumlar vergisinden de fazla. Ama durun, daha bitmedi! Dolaylı vergilerin kralı KDV, doğrudan vergiler olan gelir vergisi ve kurumlar vergisinin toplamından fazla! Ne de olsa sabundan bebek bezine, deterjandan şampuana kadar hayatımızda her alanına yayılmış durumda! Türkiye’nin OECD’de dolaylı vergi şampiyonu olduğunu söylemeye gerek yok!
ÜÇÜNCÜSÜ: Hükümet 2024’te her Allah’ın günü 30 milyar lira harcamak istiyor. Tabii bu söylemekle olmuyor. 2023’ten bir örnek vereyim. 2023’te günde 12 milyar lira harcamak için bütçe yaptılar. Sonra, bundan birkaç ay önce, temmuz ayında ek bütçe ile bu rakamı günde 15 milyar liraya çıkardılar. Şimdi de 2023’ü günde 18 milyar lira harcayarak bitireceğiz diyorlar. Varın 2024’ün ne kadar gerçekçi olduğunu siz düşünün! Tüm profesyonel hayatı özel sektörde geçmiş bir arkadaşınız olarak söyleyeyim: Böyle tahmin yapan yöneticileri hissedarlar bir dakika görevde tutmaz! Tazminatını bile verirler mi emin değilim!
DÖRDÜNCÜSÜ: Her alışverişimizde fiyat-kalite oranına bakıyoruz. Cebimizden çıkan paranın karşılığını almak istiyoruz. Özelliklerine göre pahalı ürün ya da hizmetleri tercih etmiyoruz. Peki ya her gün cebimizden çıkan 30 milyar lira konusunda benzer hassasiyeti gösteriyor muyuz?
Vergilerimiz karşılığında aldığımız hizmetten memnun muyuz? Mesela, seneye 1 trilyon ödeyeceğimiz Millî Eğitim Bakanlığı’nın sunduğu hizmetleri nasıl buluyoruz? Çocuğumuzu gönül rahatlığıyla devlet okuluna gönderebiliyor muyuz? PISA skorlarında dünya ile yarışabileceğini düşünüyor muyuz? İngilizceyi iyi öğreneceğine inanıyor muyuz? Yoksa, nasıl olsa Youtube ve yabancı filmler var mı diyoruz?
Yahut her gün 2 milyar lira ödeyeceğimiz Sağlık Bakanlığı’ndan memnun muyuz? Yaşadığımız yerde yeterli sayıda doktor bulacağımıza, makul sürede randevu alabileceğimize, aylarca ameliyat sırası beklemeyeceğimize emin miyiz? Unutmayalım, bütçe, vatandaşın hayat kalitesini yükseltmek için yapılır. Ben, 2024 bütçesinde bu yaklaşımın izine rastlamadım.
BEŞİNCİSİ: Sayın Cumhurbaşkanı defalarca faize karşı olduğunu ifade etti. Oysa 2024 bütçesine baktığımızda ne görelim! 1,25 trilyon liralık faiz ödemesi! Her ay 100 milyar liradan fazla paranın çöpe gitmesi. Böyle milyar, trilyon deyince anlaşılmıyor. İftihar ettiğimiz 1915 Çanakkale Köprüsü’nün maliyeti 2,5 milyar Avro. Bugünün parasıyla 75 milyar lira yapar. Yani üç haftada bir Çanakkale Köprüsü’nü faiz belasına kaybediyoruz! Bir başka gurur kaynağımız TCG Anadolu gemisi. Maliyeti 650 milyon Avro. Yani yaklaşık 20 milyar lira. Bir diğer deyişle, haftada bir TCG Anadolu’yu çöpe atıyoruz! Yahut meşhur Motorlu Taşıtlar Vergisi. Sadece üç haftalık faiz ödemesi kadar. Yazık günah değil mi?
ALTI: Ben orta direk bir ailede büyüdüm; ayağını yorganına göre uzatmak en temel nasihatti. Evin gelir ve gideri ince ince hesaplanır, merde de namerde de muhtaç olmamaya gayret edilirdi. Peki aynı hassasiyeti bizi yönetenler de gösteriyor mu? Mesela, bütçe eksideyken lüks makam araçlarından inmeyi göze alıyorlar mı?
Maalesef. 2023 yılında giderlerin gelirlerden yüzde 33 fazla olması bekleniyor. 1 trilyon 600 milyar lira açık. Daha kötüsünü söyleyeyim: Devletimizin bütçesi faiz ödemelerinden önce bile 1 trilyon lira açık veriyor. Üstelik, hükümet bu tablonun 2024’te daha da katmerleneceğini söylüyor. Giderler yine gelirlerden yüzde 33 fazla. Bütçe açığı 1 trilyon lira daha artıyor ve 2 trilyon 600 milyar lirayı aşıyor. İki yakamız faiz ödemelerinden önce bile bir araya gelmiyor. Bütçesini denkleştiremezken kendi lüksünden taviz vermeyen aile reisi olur mu?
Değerli Basın Mensupları,
Kıymetli Vatandaşlarım,
Bugün sizlerle 2024 bütçesi üzerine bir ufuk turu yaptık. Sizi rakamlara boğmadan, genel tabloyu aktarmaya çalıştım.
Meclisimize sunulan 2024 bütçesi; vergiyi alın teriyle çalışıp kazanan orta direğin sırtına yükleyen, milletimizin kaynaklarını faiz ateşine atan, mali disiplin yerine şatafattan tasarruf etmeyen bir kara deliktir.
Milletimizin vekili, orta direğimizin sesi olarak önümüzdeki süreçte yoğun bir mesaiyle yürütülecek olan bütçe görüşmelerinde vatandaşımızın hakkını yüksek sesle dile getirmeye devam edeceğim. Milletimizin alın teriyle kazandığı her bir kuruşun yine milletimize hizmet yolunda harcanması için mücadele etmeyi sürdüreceğim.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.