TBMM Genel Kurul, 7 Aralık 2023
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri şahsım ve DEVA Partisi adına saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, biliyorsunuz, torba yasa yapmanın iktidar için iki tane büyük avantajı var. Bir tanesi, birbiriyle alakası olmayan 86 maddeyi bir torbaya atıp Meclisin önüne getirmek. İkincisi de araya kimsenin karşı çıkamayacağı birkaç tane madde koyup meseleyi pürüzsüz bir şekilde halletmek. Karşımıza gelen torba yasa da tam da bunu yapıyor.
Şimdi, 7 maddede ben görüşlerimi özetlemek istiyorum.
Birincisi, vergilendirme hakkı. Başka vekillerimiz de söyledi; ta, 1215’teki Magna Carta’dan beri vergi koyma ve bütçe parlamentonun asli bir hakkıdır. Önümüze gelen yasa teklifinde vergi koyma, vergi artırma, vergi eksiltme, istisnalar koyma hakkı yani Parlamentonun en temel hakkı Sayın Cumhurbaşkanına devrediliyor, artık canı nasıl isterse. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in bu konuyla alakalı savunması manidar “Belki hiçbir zaman uygulamaya konulmayacak, şu anda yüzde 40’lık bir vergi getirmiyoruz, sadece bir yetki alıyoruz.” Arkadaşlar, böyle bir keyfîlik olmaz, Cumhurbaşkanının canı nasıl isterse Türkiye’ye vergi konulamaz. Biliyorsunuz, Sayın Cumhurbaşkanı “Türkiye anonim şirket gibi yönetilmeli.” demişti, ben yirmi seneden fazla dünyanın çeşitli ülkelerinde şirketler almış, idare etmiş, satmış bir arkadaşınızım, hiçbir anonim şirkette, hiçbir ciddi kurumda kimseye böyle hesapsız kitapsız bir yetki devri olmaz. Anonim şirket gibi idare etmek istiyorsanız bu şekilde ilerleyemezsiniz.
İkincisi, sporculara vergi hediyesi. Biliyorsunuz, Hükûmet çalışandan yüzde 27, yüzde 35, hatta yüzde 40 gelir vergisi alıyor. Mesela, savunma sanayisinin çok stratejik olduğunu hep konuşuyoruz, orada çalışan mühendis bir arkadaşımız gelirinin üçte 1’ini gelir vergisi olarak ödüyor. Hâlbuki milyonlarca dolar kazanan, paralarını nasıl değerlendirdiklerini hayretle izlediğimiz bazı sporculardan, Süper Lig sporcularından sadece yüzde 20 vergi almak istiyor Hükûmet. Şimdi ben merak ediyorum, alın teriyle çalışıp kazanan orta direği zaten asgari ücrete doğru ittiniz, asgari ücretlileri de zaten açlık sınırına doğru ittiniz ama önceliğiniz, milyonlarca dolar kazanan sporcuların vergisi mi? Hakikaten çok enteresan bir tercih bu. Şunu da söyleyeyim: Bu iş tamamen magazine döndü de bizi ilgilendiren, onların kazandıkları milyonları nasıl batırdıkları değil ne kadar vergi verip vermedikleri.
Üçüncüsü, huzur hakkı. Meşhur bir konu, biliyorsunuz, burada ibretlik bir durum var, vatandaşa sürekli “Tasarruf edin, aman sıkın, aman kemer sıkalım.” diyen Hükûmet çoklu ve ballı maaş uygulamasını yasalaştırmak için önümüze geliyor. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz’a bununla ilgili bir soru önergesi verdim, cevabını bekliyorum. Kaç kişi, kaç bürokrat, kaç bakan yardımcısı hangi şirketlerin yönetim kurulunda kaç para huzur hakkı alıyor? Devletin parası yok; para bizim paramız, milletimizin parası; bunun da hesabını sormaya devam edeceğiz.
Dördüncüsü, RTÜK biliyorsunuz, şimdi, burası âdeta devletin sopası, Hükûmetin sopası hâline gelmiş bir yer. Bu kurumun amacının ne olduğunu ben bilmiyorum, bilenler bilmeyenlere anlatsın. Herkese milyonlarca ceza yağdırmaktan başka bir şey yaptıklarını görmedim.
“RTÜK” deyince tabii, aklıma İstanbul Milletvekili, emekli Büyükelçi Namık Tan’ın rahmetli Özal’la ilgili bir anekdotu geliyor. Kendisine bir şikâyet için geliyorlar “Ya, istemediğimiz yayınlar var; Sayın Cumhurbaşkanım, müdahale edin.” diyorlar. Özal da kumandayı alıp kanalı değiştiriyor, “O zaman bunu yapacaksınız.” diyor. Şimdi, RTÜK’ün bu felsefeyle ilerlemesi lazım. Yalnız “RTÜK” demişken bir de parantez açalım, RTÜK Başkanı Halkbankın Yönetim Kurulu üyesi. Bu huzur hakkı meselesi RTÜK’te de karşımıza çıkıyor. Çok enteresan; bir tarafta reklam veren Halkbankın Yönetim Kurulu üyesi öbür tarafta reklam alan, medyayı denetleyin bir görevde.
Beşincisi, KKM. Türkiye’nin en büyük servet transferi, tersine Robin Hood; biliyorsunuz o, zenginden alıp fakire veriyordu, bu, fakirden alıp zengine veren bir sistem. Burada da yine, vergiyi indirme yetkisi isteniyor. Hükûmetin öncelikleri gayet net. Bizim önceliğimiz de net, emeğiyle çalışıp kazanan orta direğin, üzerindeki vergilerin inmesi lazım, KKM vergi indiriminin yapılmaması lazım.
Altıncısı, Ankara’dan İstanbul’a taşınan BDDK personeline ödenecek olan tazminat. Buradaki mesele BDDK personeli değil, buradaki mesele; madem bizim vilayetlerimizin arasında bu kadar büyük masraf farkı var, bu niye bütün çalışanlar için düşünülmüyor? Haftaya asgari ücret konuşacaksınız. Mesela, başka iller için farklı asgari ücretler konuşacak mısınız? Ya da BDDK’ye tanınan bu hayat tazminatını bütün memurlar için düşünüyor musunuz çünkü Ankara, İstanbul artık bir iktisadi sürgün yeri hâline geldi?
Son olarak katma değer vergisi yani KDV. Vallahi mali müşavirlerimiz isyanda, her gün aldığım telefonun, mesajın haddi hesabı yok. TÜRMOB da biliyorsunuz bir açıklama yaptı, bu arkadaşlarımız ekonominin kayıt altına alınmasında ve vergi toplanmasında devlete en çok yardımcı olan arkadaşlar. Torba kanunun 30, 32 ve 33’üncü maddelerinde KDV’yi ilgilendiren değişikliklerle alakalı kendilerinden yeterince görüş alınmamış.
KDV 2 beyannamesinin beyan tarihinin erkene çekilmesini uygulanabilir bulmuyorlar, bunun maliye sisteminde aksamalara yol açacağını ve kayıt dışılığa sevki artırabileceğini düşünüyorlar. Bunun Genel Kurulda tahdit edilmesini öneriyoruz. Ayrıca, genel olarak değişikliklerin KDV Kanunu’na aykırılığı konusunda da görüşleri var, bunu da Genel Kurulun dikkatine getiriyorum.
Sayın Başkan değerli milletvekilleri; torba yasada tabii bazı doğru işler de var. Mesela emeklilerimiz arasındaki adaletsizliğin giderilmesi, mesela hizmet ihracatının önünü açacak, yatırımları kolaylaştıracak, borçları yapılandıracak olan maddeler. Biz bunlara gereken desteği vereceğiz ama milletimizin parasına, devletimizin kaynaklarına, vatandaşlarımızın hukukuna da sahip çıkmaya devam edeceğiz. Bizim genel rolümüz doğruları desteklemek, eksikleri tamamlamak ve yön göstermek, yanlışların da karşısına çıkmak, bunu böyle yapmaya devam edeceğiz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum.